Ana içeriğe atla

ADAYIMIZI BİZ BELİRLEYELİM Cumhurbaşkanımız Kim Olsun?




Cumhurbaşkanımız Kim Olsun?

Önümüzdeki yaz günlerinin, sadece mevsimsel sıcaklık değil yönetimsel bir sıcaklıkla iki kat bunaltıcı ve hararetli yaşanacağı malum.
Ağustos ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminin ön hazırlıkları başladı. Muhalefet liderleri ortak aday arayışında çalışmalarını yürütmekte, ismi öne çıkan ortak bir aday bulamadılar henüz. İktidar partisinde ise aday belirleme biraz olsun muhalefete göre kolay iki isim üzerinde duruluyor mevcut Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül ve Başbakan R.Tayyip Erdoğan.

İlk defa halkın seçeceği Cumhurbaşkanını belirlemede siyasi iradenin etkin olacağı aşikar.
İktidar, kim Cumhurbaşkanı olsun kararsızlığında, Muhalefet ise ortak aday bulalım uzlaşalım derdinde. Her iki kesimde kendi çevrelerinde bu işi için çalışıyor fakat önemli bir konu es geçiliyor yada önemsenmiyor.

Halkın seçeceği Cumhurbaşkanını, seçim öncesi halktan bi taraf şekilde belirleme çalışmaları yetersiz ve itinasız bi çalışmadır.

ADAYIMIZI BİZ BELİRLEYELİM
10 Ağustosta sandıkta seçeceğimiz adayımızı şimdiden belirleyelim halk olarak. Belki büyük bir etkisi olmayacaktır görüşlerin, belki önemsenmeyecektir fakat halk olarak da bu işe bilinçli yaklaştığımızı gösterelim.

İlk defa yapacağımız bu seçimde mutlaka bazı aksaklıklar olacaktır. Daha önce örneğini yaşamadığımız için hoşgörülü olmamız lazım. Fakat seçimi organize edecek olan kurumlarında gerekli açıklamalar ve yönlendirmeler ile bu aksaklıkları en alt seviyeye indirmeleri gerekmektedir.

NOT:
HERKES CUMHURBAŞKANI OLARAK GÖRMEK İSTEDİĞİ İSMİ YORUM OLARAK YAZARSA ÇORBADA BİZİMDE BİR NEBZE OLSUN TUZUMUZ OLUR.






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurt ve Çakalın Hikayesi

Kurt bir gün dolaşmaya çıkar yolda Çakala rastlar… Çakal halsiz yorgun yatmaktadır... Kurt çakala sorar ne oldu nedir bu hal... Çakal, Kurt kardeş açlıktan ölüyorum bana yardım et… Kurt bunun üzerine Çakala takıl peşime der... Bir süre gittikten sonra çayırda bir at sürüsüne rastlarlar... Kurt, Çakal’a döner… Çakal gözlerime bak gözlerimden ateş çıkıyor mu der... Çakal bilmiyorum abi deyince, Kurt Çakal’a bir tokat atar gözlerinden ateş fışkırıyor diyeceksin der... Çakal tamam abi gözlerinden ateş fışkırıyor diye cevap verir... Kurt tekrar sorar çakal tüylerim diken diken oldu mu der... Çakal bilmiyorum abi deyince tekrar tokat’ı yer ve tüylerin diken diken oldu diyeceksin der Kurt... Çakal tamam abi tüylerin diken diken oldu der... Nihayetinde Kurt At sürüsüne dalar ve oradan bir tay kapar çakala bırakır ardında çeker gider... Karnı doyan Çakal havalı havalı dolaşmaya çıkar yolda karşısına tilki çıkar... Tilkide aç susuz yatmaktadır... Çakal sorar tilki kardeş ne oldu.

Namık Kemal Zindanı

Payas Kelesi Osmanlı İmparatorluğunun son yüz yılında ve Cumhuriyetimizin ilk zamanlarında hapishane olarak da kullanılmıştır. Payas Kalesinin konumu ve dayanıklı yapısı ile bu görevi üstlendiğini düşünmekteyiz. Kalenin en ünlü misafiri kuşkusuz ki vatan şairi Namık Kemal'dir. 1873 yılında "Vatan Yahut Silistre" eserini sahneledikten sonra çıkan karar ile Kıbrıs Magosa'ya sürgün edilmiştir. Magosa sürgünü yolunda zamanın da buharlı gemilerin uğradığı ve önemli bir ticaret limanı olan Payas'a getirilmiş ve Payas Kalesi içerisinde bir hafta kadar tutularak Kıbrıs gemisinin gelmesi beklenmiştir. Namık Kemal'in kaldığı zindan; etrafı kalın duvarlar ile tamamen kapalı olan tek hayat kaynağı tavan kubbesindeki havalandırma deliği bulunan kalenin girişten sağ tarafında ki burcu idi. Fotoğrafta zindanın daha sonraları alt tarafında açılan giriş kapısı görünmektedir. vtk.

HALİFELİK VAR MI? YOK MU?

HALİFELİK VAR MI? YOK MU? Son günlerde tartışılan ve basamak olarak kullanılmaya çalışılan Halifelik makamı ve Hilafet hakkında bilinen yanlışlar nelerdir? Kısa bir yazı ile bilgi verelim. Hilafeti tekrar getirme heveslisi olanlar iyi okusun da nasıl bir hayal ile avunup kandırıldıklarını görsünler. Halifelik, yerine geçen, ardından gelen anlamına gelmektedir. İslam dininde Peygamber efendimizden sonra oluşturulan yönetim makamıdır. Yani Halifelik şura’nın, danışman’ın, adaletli yönetimin olduğu Meclistir. Peygamberimiz bile kendiliğinden bir iş yapmayarak danışarak ve adalet çerçevesine sadık kalarak yönetim yapmıştır. Kendisinden sonra gelen dört halife de bu anlayışla İslam Devletini yönetmiş şura dan, danışma dan ve meclisten vazgeçmemiştir. 661 yılında dördüncü Halife Hz. Ali’nin vefatından sonra gerçek manada halifelik kalkmıştır, bitmiştir. HALİFELİĞİN TEKRAR GELMESİ 1263 yıl boyunca Halifelik kişisel amaçlar için kullanılan bir makam ve unvan olarak kalmıştır