Yüce bir Dinden ulu bir Milletten, nasıl bir topluma dönüştük anlaması zor.
Başımıza gelen her olayda birilerini suçlayıp duruyoruz. Yapılması gerekenler ne ise onları tespit edip yapmaktansa en kolay yolu seçip birilerini suçlarız.
Sağcısı solcuyu, solcu sağcıyı, muhalefeti iktidarı, iktidarı muhalefeti, avukatı hakimi hakimi savcıyı v.s suçlar gider.
Oysaki "Bir musibet bin nasihatten evladır" atasözünün torunları olarak yaşadıklarımızdan ders çıkarmamız gerekir. Kolayı seçmeden iftira boyutuna gelmeden suçlamalarımız.
Yüreğimizi yakan SOMA faciasında böyle olmadı mı?
Yandık diyen, neredeyse herkes birilerini suçladı. Suçlu kim demekten çözümü unuttuk ve bir daha can kaybı olmaması için neler yapılması gerekir sorusunu sormayı akıl edemedik.
Suçlamalarımız o kadar gayri ahlaki boyuta geldi ki, Kara bir ekmek için canını veren madencilerimiz bile suçlanarak müstahak dendi. Olacak şey değil bu.
Milletimizin en büyük özelliklerinden biri de kötü günlerde birlik olabilmektir. Yaşadığımız bu kara günlerde görüldü acıyı paylaşmanın önemi.
Gelin hep birlikte suçlu aramayalım!
Çözüm bulalım.
Kim yaptı değil ne yapmalıyız diyelim.
Yeri geldiğinde öz eleştiri yapmaktan çekinmeyelim.
İllaki bir suçlu mu lazım?
Soma faciasında yüreğimiz yandı diyen herkes suçludur. Önlem almadığımız için, giden canlardan sonra hesap sormaya kalktığımız için.
Hepimiz suçluyuz arkadaş!
İktidarı da, muhalefeti de, yöneticiyi de, çalışanı da, öleni de biz belirlemiyor muyuz? bu ülkede yaşayan bir birey olarak. O halde herkes suçludur payına düştüğü kadar.
Başımıza gelen her olayda birilerini suçlayıp duruyoruz. Yapılması gerekenler ne ise onları tespit edip yapmaktansa en kolay yolu seçip birilerini suçlarız.
Sağcısı solcuyu, solcu sağcıyı, muhalefeti iktidarı, iktidarı muhalefeti, avukatı hakimi hakimi savcıyı v.s suçlar gider.
Oysaki "Bir musibet bin nasihatten evladır" atasözünün torunları olarak yaşadıklarımızdan ders çıkarmamız gerekir. Kolayı seçmeden iftira boyutuna gelmeden suçlamalarımız.
Yüreğimizi yakan SOMA faciasında böyle olmadı mı?
Yandık diyen, neredeyse herkes birilerini suçladı. Suçlu kim demekten çözümü unuttuk ve bir daha can kaybı olmaması için neler yapılması gerekir sorusunu sormayı akıl edemedik.
Suçlamalarımız o kadar gayri ahlaki boyuta geldi ki, Kara bir ekmek için canını veren madencilerimiz bile suçlanarak müstahak dendi. Olacak şey değil bu.
Milletimizin en büyük özelliklerinden biri de kötü günlerde birlik olabilmektir. Yaşadığımız bu kara günlerde görüldü acıyı paylaşmanın önemi.
Gelin hep birlikte suçlu aramayalım!
Çözüm bulalım.
Kim yaptı değil ne yapmalıyız diyelim.
Yeri geldiğinde öz eleştiri yapmaktan çekinmeyelim.
İllaki bir suçlu mu lazım?
Soma faciasında yüreğimiz yandı diyen herkes suçludur. Önlem almadığımız için, giden canlardan sonra hesap sormaya kalktığımız için.
Hepimiz suçluyuz arkadaş!
İktidarı da, muhalefeti de, yöneticiyi de, çalışanı da, öleni de biz belirlemiyor muyuz? bu ülkede yaşayan bir birey olarak. O halde herkes suçludur payına düştüğü kadar.
Yorumlar
Yorum Gönder