Ana içeriğe atla

Suçlu Her Zaman Hoca mı?

Çekin Artık Ellerinizi Payas'ın Üzerinden

Yıllarca Amatör liglerde seri başarısızlıklar ve kişisel kayırmalarla geçen sezonlar sonunda 2012-2013 Sezonunda Payas Belediyespor Bal Ligine takım satın alarak başladı.

Profesyonel lige başlangıç, yeni kadrolarla oluşturulan yeni bir takım.
Öyle yada böyle bir hava yakalanarak Bal Liginden Şampiyon olarak ayrılarak 3. Lige yükseldi takım.

Bu büyük bir başarıydı. Başkanı, yönetim kurulu, teknik heyeti, futbolcusu, çalışanları ve en önemlisi taraftarıyla birlikte kazanılmış büyük bir başarıydı.

3.Lig Payas'a Yaramadı

3.Lige çıkıp Profesyonel manada mücadele etmek Payas Belediyespor'a yaramadı maalesef, lige uygun kadrolar oluşturulmaya çalışıldı fakat bu oluşumu yapanlar gayri profesyonel ve yetersizdi.

Zincirleme başarısızlık gelmeye başlayınca ilk olarak takımı 3.lige çıkaran teknik heyet istifa etti.

Yeni hoca kısa bir zaman sonra bir önceki gibi istifa etti. Şansla ve kıl payı ile ligde kalmayı başardı takım.

Futbolcular gitti geldi, hocalar değişti ama ne hikmetse kulübü yönetemeyenler hiç değişmedi.

Her başarısızlığın altında teknik heyet olmaz beyler.

Süper Amatör ligde mücadele ederken başarısızlıklar başka yönlere çekiliyordu. Büyük paralar harcanıyor, araştırmadan futbolcu alınıyordu . 3.lige de ise her başarısızlıkta sadece teknik heyet istifa etti, bu olmadı diğer hoca olsun dendi.

BİR DÖNEM BAŞARILI OLMAK BİR ŞEHRİN KADERİYLE OYNAMA HAKKINI VERMEZ.

Eleştirilere rağmen büyük fedakarlıklarla bir taraftar grubu oluşturuldu. Takımına her koşulda destek olan bu taraftarlar ve bu güzide şehir Payas Belediyespor'un sahibidir.

Kulübe sahip çıkmak, onu yükseltmek ve yatırım yapmak fedakarca yapılan hizmet değildir bu yönetime talip olanların asli görevidir. Ki bu görevi hiç kimse karşılığını almadan yapmıyor. O yüzden bu kulübün her branşta başarılı olmasını sağlamak sizin sorumluluğunuzda dır.

Lütfen ellerinizi çekin artık takımdan. Bir kez olsun sorumluluk yapıyormuş gibi yapın çekin ellerinizi.







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurt ve Çakalın Hikayesi

Kurt bir gün dolaşmaya çıkar yolda Çakala rastlar… Çakal halsiz yorgun yatmaktadır... Kurt çakala sorar ne oldu nedir bu hal... Çakal, Kurt kardeş açlıktan ölüyorum bana yardım et… Kurt bunun üzerine Çakala takıl peşime der... Bir süre gittikten sonra çayırda bir at sürüsüne rastlarlar... Kurt, Çakal’a döner… Çakal gözlerime bak gözlerimden ateş çıkıyor mu der... Çakal bilmiyorum abi deyince, Kurt Çakal’a bir tokat atar gözlerinden ateş fışkırıyor diyeceksin der... Çakal tamam abi gözlerinden ateş fışkırıyor diye cevap verir... Kurt tekrar sorar çakal tüylerim diken diken oldu mu der... Çakal bilmiyorum abi deyince tekrar tokat’ı yer ve tüylerin diken diken oldu diyeceksin der Kurt... Çakal tamam abi tüylerin diken diken oldu der... Nihayetinde Kurt At sürüsüne dalar ve oradan bir tay kapar çakala bırakır ardında çeker gider... Karnı doyan Çakal havalı havalı dolaşmaya çıkar yolda karşısına tilki çıkar... Tilkide aç susuz yatmaktadır... Çakal sorar tilki kardeş ne oldu....

Kanuni Sultan Süleyman'ın Oğlu Şehzade Beyazıt'la Yazışması

Kanuni Sultan Süleyman'ın Oğlu Şehzade Beyazıt'la Yazışması Şehzade Beyazıt'ın, kendisine dost gözüken baş düşmanı Lala Mustafa Paşa'nın kışkırtmasıyle ve kardeşi Selim (sonradan II. Selim)'le tutuştuğu Konya Savaşı'nda yenilgiye uğraması, O'nun hayatına mal oldu. Her ne kadar Beyazıt, sonradan pişmanlık duyarak "babası"ndan af ve özür dileyen mektuplar yazmışsa da, bunlar da Lala Mustafa Paşa'nın adamları tarafından ele geçirilerek yok edildi ve Kanunî'ye eriştirilmedi. Sonunda Beyazıt, îran Şahı Tahmasb'a sığınmak zorunda kaldı. Tahmasb, önce şehzadeyi çok iyi kabul etmiş, fakat sonradan, Osmanlı saltanatının tek adayı Şehzade Selim'in dostluğunu ve minnetini kazanmak düşüncesiyle, O'nu, istanbul'dan gelen Selim'in adamlarına teslim ederek, 25 eylül 1561'de öldürülmesine sebep olmuştur. Güzel şiir yazan ve şiirlerinde Şahsî mahlasını  {takma adını)  kullanan Şehzade Beyazıt'ın babasına yazdığı manzum yakar...

BEYİNSİZ İNSAN OLUR MU?

Beyin kendi iradesi ile kafatasını terk edebiliyor. Mükemmel ötesi bir yapıya sahip olan insanoğlu beyni umutsuz vakkalar ile karşılaştığında kendi kendini tamamen iradesini kullanarak imha edebiliyor. Fiziksel bütünü insan kafatası içerisinde bulunan beyin, bireyden umudunu kestiğinde o kapalı kafatası içerisinden çıkıyor ve kafatası içerisini tamamen boş bırakıyor. Eskiden bunu mankurtlaştırma ile yapabiliyorlardı fakat günümüzde işkencesiz şekilde daha kolay yapılır oldu. Çünkü irade sahibi beyin içinde bulunduğu kütlenin maltolojisine dayanamaz oldu. Örnek ver diye söylediğinizi duyar gibiyim, uzaklara bakmayın ülkemizde milyonlarca "BEYİNSİZ İNSAN VAR". Düşünemeyen, duyduğunu algılayamayan ve irade yoksunu sırf fizyolojik beden kütlesi ile aramızda yaşayan milyonlarca insan var. vtk.