Ana içeriğe atla

13 ASIRLIK KÜLLİYE ZEYTİNİ

13 ASIRLIK KÜLLİYE ZEYTİNİ 

Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi içinde bulunan ve koruma altına alınan 13 asırlık zeytin ağacı, 4 metrekarelik gövde kalınlığı ile dikkati çekiyor.
Külliye içindeki anıt ağaç, yörede yüzyıllardır zeytinciliğin önemli geçim kaynağı olduğunun kanıtıdır.
Anıt ağaç müze müdürlüğü tarafından etrafı çevrilerek koruma altına alınmıştır. Ağacı gelecek nesillere aktarmak için bakımı titizlikle yapılıyor.
İpek Yolu’nun geçtiği Payas’da bulunan Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi içindeki zeytin ağacını kimin diktiğine dair bilgi bulunmamaktadır.
Evliya Çelebi’nin naklettiğine göre; şuan Cami ve Kervansarayın bulunduğu yer zamanında 15 dönümlük zeytinlik alan imiş. Yapılar inşa edilirken zeytin ağaçları kesilmiş, hatıra olarak cami avlusunda bulunan ağaç korunmuş.

 “1574 yılında Mimar Sinan tarafından buraya külliye yapılırken, ağaca zarar vermemeye özen gösterilmiş ve külliye avlunun ortasına gelecek şekilde planlanmış. Ardından beldeye gelen korsan denizciler bile bu ağaca zarar vermemiştir. Zeytin ağacı 4 metrekarelik gövde kalınlığı ve dallarıyla birlikte 40 metrekarelik alana yayılması nedeniyle bugün de büyük ilgi toplamaktadır.” 









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurt ve Çakalın Hikayesi

Kurt bir gün dolaşmaya çıkar yolda Çakala rastlar… Çakal halsiz yorgun yatmaktadır... Kurt çakala sorar ne oldu nedir bu hal... Çakal, Kurt kardeş açlıktan ölüyorum bana yardım et… Kurt bunun üzerine Çakala takıl peşime der... Bir süre gittikten sonra çayırda bir at sürüsüne rastlarlar... Kurt, Çakal’a döner… Çakal gözlerime bak gözlerimden ateş çıkıyor mu der... Çakal bilmiyorum abi deyince, Kurt Çakal’a bir tokat atar gözlerinden ateş fışkırıyor diyeceksin der... Çakal tamam abi gözlerinden ateş fışkırıyor diye cevap verir... Kurt tekrar sorar çakal tüylerim diken diken oldu mu der... Çakal bilmiyorum abi deyince tekrar tokat’ı yer ve tüylerin diken diken oldu diyeceksin der Kurt... Çakal tamam abi tüylerin diken diken oldu der... Nihayetinde Kurt At sürüsüne dalar ve oradan bir tay kapar çakala bırakır ardında çeker gider... Karnı doyan Çakal havalı havalı dolaşmaya çıkar yolda karşısına tilki çıkar... Tilkide aç susuz yatmaktadır... Çakal sorar tilki kardeş ne oldu....

Kanuni Sultan Süleyman'ın Oğlu Şehzade Beyazıt'la Yazışması

Kanuni Sultan Süleyman'ın Oğlu Şehzade Beyazıt'la Yazışması Şehzade Beyazıt'ın, kendisine dost gözüken baş düşmanı Lala Mustafa Paşa'nın kışkırtmasıyle ve kardeşi Selim (sonradan II. Selim)'le tutuştuğu Konya Savaşı'nda yenilgiye uğraması, O'nun hayatına mal oldu. Her ne kadar Beyazıt, sonradan pişmanlık duyarak "babası"ndan af ve özür dileyen mektuplar yazmışsa da, bunlar da Lala Mustafa Paşa'nın adamları tarafından ele geçirilerek yok edildi ve Kanunî'ye eriştirilmedi. Sonunda Beyazıt, îran Şahı Tahmasb'a sığınmak zorunda kaldı. Tahmasb, önce şehzadeyi çok iyi kabul etmiş, fakat sonradan, Osmanlı saltanatının tek adayı Şehzade Selim'in dostluğunu ve minnetini kazanmak düşüncesiyle, O'nu, istanbul'dan gelen Selim'in adamlarına teslim ederek, 25 eylül 1561'de öldürülmesine sebep olmuştur. Güzel şiir yazan ve şiirlerinde Şahsî mahlasını  {takma adını)  kullanan Şehzade Beyazıt'ın babasına yazdığı manzum yakar...

BEYİNSİZ İNSAN OLUR MU?

Beyin kendi iradesi ile kafatasını terk edebiliyor. Mükemmel ötesi bir yapıya sahip olan insanoğlu beyni umutsuz vakkalar ile karşılaştığında kendi kendini tamamen iradesini kullanarak imha edebiliyor. Fiziksel bütünü insan kafatası içerisinde bulunan beyin, bireyden umudunu kestiğinde o kapalı kafatası içerisinden çıkıyor ve kafatası içerisini tamamen boş bırakıyor. Eskiden bunu mankurtlaştırma ile yapabiliyorlardı fakat günümüzde işkencesiz şekilde daha kolay yapılır oldu. Çünkü irade sahibi beyin içinde bulunduğu kütlenin maltolojisine dayanamaz oldu. Örnek ver diye söylediğinizi duyar gibiyim, uzaklara bakmayın ülkemizde milyonlarca "BEYİNSİZ İNSAN VAR". Düşünemeyen, duyduğunu algılayamayan ve irade yoksunu sırf fizyolojik beden kütlesi ile aramızda yaşayan milyonlarca insan var. vtk.