Ana içeriğe atla

4. Tekrar Filim - BU TUZAĞA DÜŞME TÜRKİYE'M

BU TUZAĞA DÜŞME TÜRKİYE'M

Bir haftadır gezi parkında olan biten her şey sanki bir filmin 4. tekrarı gibi.
4 diyorum çünkü bu bilinen en bariz olan 4.

Yıl 1955 - 6-7 Eylül Olayları
Sıkıntılı günler geçiren Türkiye de birileri tarafından halkımız içerisinde nifak tohumları gezdirilerek ayaklanmalar ve büyük olaylar çıkarılmıştır.

Yıl 1978 - Maraş
19 - 26 Aralık tarihlerinde 7 gün süren Alevi - Sünni olayları. 150 kişi hayatını kaybetti tahrip olan bir şehir ve yakalanamayan 68 zanlı.

Yıl 1993 - Sivas
2 Temmuz günü Madımak oteli ateşe verilerek çıkarılan olaylarda 37 kişinin ölmesi. Yapılmak istenen Alevi - Sünni çatışması.

Yıl 2013 - Gezi Parkı
Taksim Gezi Parkının yıkılıp yerine AVM yapılmak istenmesi ile başlayan çevreci ve baskılar neticesinde sindirilmiş olan halkın doğal, sakin ve haklı protestosu ile 31 Mayısta başladı. Her kesim tarafından taktir geren kesinlikle siyasal ve rant düşüncesinin olmadığı bir protesto.
1 Haziran gün siyasi ve marjinal grupların dahil olması ile bozulan huzur yerini anarşiye ve iç savaşa bıraktı.

Neler oldu da bu dört farklı tarihte sonuçlar hep aynı oldu. Kimler ülkemizde kaosun çıkmasını istedi, özellikle gezi parkı eyleminde hedefin tamamen dışına çıkarılması kimlerin işine geldi.

Bariz olarak görülüyor ki birileri gene iş başında Türkiye'nin üzerine oynadıkları oyunu harekete geçirmeye çalışıyorlar.

Uyan TÜRKİYE'em gelme oyuna!
Ülkenin farklı yerlerinde amacı huzuru bozmak, anarşi olan Halkımız ile Devletimizi karşı karşıya getirmeye çalışanlara taviz verme.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kurt ve Çakalın Hikayesi

Kurt bir gün dolaşmaya çıkar yolda Çakala rastlar… Çakal halsiz yorgun yatmaktadır... Kurt çakala sorar ne oldu nedir bu hal... Çakal, Kurt kardeş açlıktan ölüyorum bana yardım et… Kurt bunun üzerine Çakala takıl peşime der... Bir süre gittikten sonra çayırda bir at sürüsüne rastlarlar... Kurt, Çakal’a döner… Çakal gözlerime bak gözlerimden ateş çıkıyor mu der... Çakal bilmiyorum abi deyince, Kurt Çakal’a bir tokat atar gözlerinden ateş fışkırıyor diyeceksin der... Çakal tamam abi gözlerinden ateş fışkırıyor diye cevap verir... Kurt tekrar sorar çakal tüylerim diken diken oldu mu der... Çakal bilmiyorum abi deyince tekrar tokat’ı yer ve tüylerin diken diken oldu diyeceksin der Kurt... Çakal tamam abi tüylerin diken diken oldu der... Nihayetinde Kurt At sürüsüne dalar ve oradan bir tay kapar çakala bırakır ardında çeker gider... Karnı doyan Çakal havalı havalı dolaşmaya çıkar yolda karşısına tilki çıkar... Tilkide aç susuz yatmaktadır... Çakal sorar tilki kardeş ne oldu.

Namık Kemal Zindanı

Payas Kelesi Osmanlı İmparatorluğunun son yüz yılında ve Cumhuriyetimizin ilk zamanlarında hapishane olarak da kullanılmıştır. Payas Kalesinin konumu ve dayanıklı yapısı ile bu görevi üstlendiğini düşünmekteyiz. Kalenin en ünlü misafiri kuşkusuz ki vatan şairi Namık Kemal'dir. 1873 yılında "Vatan Yahut Silistre" eserini sahneledikten sonra çıkan karar ile Kıbrıs Magosa'ya sürgün edilmiştir. Magosa sürgünü yolunda zamanın da buharlı gemilerin uğradığı ve önemli bir ticaret limanı olan Payas'a getirilmiş ve Payas Kalesi içerisinde bir hafta kadar tutularak Kıbrıs gemisinin gelmesi beklenmiştir. Namık Kemal'in kaldığı zindan; etrafı kalın duvarlar ile tamamen kapalı olan tek hayat kaynağı tavan kubbesindeki havalandırma deliği bulunan kalenin girişten sağ tarafında ki burcu idi. Fotoğrafta zindanın daha sonraları alt tarafında açılan giriş kapısı görünmektedir. vtk.

HALİFELİK VAR MI? YOK MU?

HALİFELİK VAR MI? YOK MU? Son günlerde tartışılan ve basamak olarak kullanılmaya çalışılan Halifelik makamı ve Hilafet hakkında bilinen yanlışlar nelerdir? Kısa bir yazı ile bilgi verelim. Hilafeti tekrar getirme heveslisi olanlar iyi okusun da nasıl bir hayal ile avunup kandırıldıklarını görsünler. Halifelik, yerine geçen, ardından gelen anlamına gelmektedir. İslam dininde Peygamber efendimizden sonra oluşturulan yönetim makamıdır. Yani Halifelik şura’nın, danışman’ın, adaletli yönetimin olduğu Meclistir. Peygamberimiz bile kendiliğinden bir iş yapmayarak danışarak ve adalet çerçevesine sadık kalarak yönetim yapmıştır. Kendisinden sonra gelen dört halife de bu anlayışla İslam Devletini yönetmiş şura dan, danışma dan ve meclisten vazgeçmemiştir. 661 yılında dördüncü Halife Hz. Ali’nin vefatından sonra gerçek manada halifelik kalkmıştır, bitmiştir. HALİFELİĞİN TEKRAR GELMESİ 1263 yıl boyunca Halifelik kişisel amaçlar için kullanılan bir makam ve unvan olarak kalmıştır